Prof. Dr. Vefa Tarhan, hükümetin uygulamaya koyduğu yeni teşvik sisteminin sürdürülemez olduğunu ve eksiklikleri bulunduğunu savundu.
European Economic Association tarafından dünyanın en önemli bin ekonomisti arasında 107. sırada gösterilen Şikago Loyola Üniversitesi ve Northwestern Üniversitesi Finans Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vefa Tarhan, hükümetin uygulamaya koyduğu yeni teşvik sisteminin sürdürülemez olduğunu ve eksiklikleri bulunduğunu savundu. Teşvik paketin mali disiplini bozacağı uyarısında bulunan Tarhan, Euro Bölgesi krizinin büyüyerek Türkiye’de de finans sektörünü içine alacak büyük bir dalgaya dönüşmesinden kaygı duyduğunu ifade etti.
Kendisinin ithalatı azaltırken, ihracatı ise arttıran bir teşvik modelini önerdiğini, bu modeli paylaştığı Zafer Kurtul, Turgay Durak, Adnan Bali ve Hüsnü Özyeğin gibi önde gelen yöneticilerinden çok olumlu görüşler aldığını vurguladı. Tarhan, Türkiye ekonomisindeki yüksek büyüme oranının da sürdürülebilir olmadığını belirterek, “Ekonomi ne kadar büyürse o kadar fazla cari açık verir” diye konuştu.
Ege Genç İşadamları Derneği’nin üyeleri için düzenlediği bir toplantıya katılan Prof. Dr. Vefa Tarhan, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye’de bankaların batmasına yol açan ve ekonomiyi derinden sarsan 2001 krizini Ağustos 2000’de haber veren Tarhan, bu kez Euro Bölgesi krizinin büyüyerek Türkiye’de de finans sektörünü içine alacak büyük bir dalgaya dönüşeceği uyarısında bulundu. Euro krizi ile Türkiye’deki kırılganlığın daha da arttığını belirten Tarhan, Euro bölgesinde şu ana kadar batmış olan ülkelerin çerez ülkeler olduğunu kapıda İtalya, İspanya gibi ülkelerin batacağını ileri sürdü.
Tarhan, Türkiye’nin yüksek büyüme oranını finanse edemediğini, Çin cari fazla ile büyürken, Türkiye’nin cari açıkla büyüdüğünü belirterek, “Herkes cari açığı bir problem zannediyor. Cari açık sorunu var, bir de onun finansman sorunu var. İthalat ihracattan fazla artarken o parayı nereden bulacağınız problemi var. Türkiye’nin en kırılgan noktası dış finansman. Yatırımcıların riske olan iştahı yok. Tasarruf oranı yüzde 12. Çin milli gelirinin yüzde 50′ sinin tasarruf ediyor. Çin’nin paraya ihtiyacı yok tasarruf ediyor. Bizim ihtiyacımız var bizde borç gırtlağı geçmiş durumda” dedi.
Türkiye IMF’nin kapısını yeniden çalar
Türkiye’nin cari açığın finansmanında zorlandığını cari açığın yüzde 45’ini birikmiş döviz rezervlerini karşılayarak ödendiğini söyleyen Tarhan, Türkiye’nin IMF’ye borcunu bitirir bitirmez yeniden borç almak için kapısını çalacağını ileri sürdü.
5 yıl sonra teşvikin yenilenmesi gerekiyor
Tarhan, cari açığı azaltmak için düşünülen teşvik paketi ise olumlu bulmadığını belirterek,
Teşvik paketinin Türkiye’de halay çekilerek karşılandığını, karşı çıkanı görmediğini ifade eden Tarhan, yeni teşvik sistemi ithalatı kesmek isterken mali sisteme bıçak sapladığı görüşünü savundu. Tarhan, “Teşvik sistemi ithalatı azaltmaya çalışıyor. Ben başka bir teşvik sistemi öneriyorum. Bu sistem ithalatı azaltırken ihracatı da arttırmalı. Öncelikli olarak teşvik edilmesi gereken üç sektör; tarım, lojistik ve eğitim olmalı” dedi.
Tarhan, getirilen teşvik sisteminde üretim ve yatırıma destek verilirken, fiyat mekanizmasını etkileyeceğini, bunun da ekonomiyi 50 yerinden bıçaklamak gibi olacağını savundu. Sistemin başarı sağlarsa da kalıcı olamayacağını belirten Tarhan, “Türkiye’de ekonomiye 80 liralık ithal ürünün maliyeti 100 liraya çıkacak. 5 yıl sonra bu teşviğin yenilenmesi gerekiyor. Çünkü Pakistan gibi ülkelerin daha ucuz mal satmasının nedeni makinenin değil işçiliğin düşük olması.”
Türkiye’nin tarımsal üstünlüne teşvik önerisi
Tarhan, Türkiye’nin mukayeseli olarak üstün olduğu tarım ve lojistik sektörleri ile eğitime odaklı bir teşvik modeli önerdiğini belirterek, ” Hollanda gibi küçük bir ülke dünyadaki domateslerin yüzde 20 sini ihraç ediyor. Hollanda’nın ihracatının yüzde 15’i tarım ürünü. Hollanda’nın cari fazlasının yüzde 48’i tarımdan geliyor. Hollanda arazisi Türkiye’nin arazisinin yirmi beşte biri. Türkiye’de tarımla ilgili Amerika ile özdeş üç arazi var. Dünyanın ekmek sepeti dedikleri Amerika’nın orta batısı Konya ile özdeş. Konya’nın ekilebilir arazisi Lübnan’ınkinden kat kat fazla. Amerika’nın Kaliforniya’sı Ege ve Akdeniz, Pasifik Nortwest bölgesindeki üretimi de Doğu Karadeniz ile iklimsel benzerlikler var. Ancak buradaki verimliğe bakıldığında çok düşük” diye konuştu.
Teşvikte lojistik üstünlük yok
Vefa Tarhan, kıtalar yer değiştirmediği sürece Türkiye’nin lojistik üstünlüğünün devam edeceğini belirterek, şunları söyledi: “Geçmişte ayak altındayız diye savaşlarda binlerce insan öldü. Bugün dezavantajı avantaja çevirmeliyiz. Dünyanın pek çok yerine 4 saatte ulaşılıyor. Türkiye’nin avantajı azalacak mı? Kıtalar yer değiştirmediği sürece kalacak. Bu nedenle lojistik avantaj da kalıcı. Teşvik sisteminde bunlar yok.” (dünya)