TCDD de satılarak Cumhuriyet değerlerini kazıma kini uygulanıyor!

Ekonomi

Her özelleştirmede olduğu gibi demiryolları, devlet kullanılarak, belki de göstermelik ihale uygulaması dahi yapılmadan, (onun da zemini hazırlandı) ‘ben yaptım oldu’, mantığıyla önce yandaşlara daha sonra da yabancı anglo-Amerikan şirketlerine devredilecek.

Uzun zamandır hızlı tren projeleriyle, demiryollarında iyileştirmeler yapılmış, halkın sırtına acımasızca yüklenen dolaylı ve dolaysız vergilerle kurum çekici hale getirilmeye çalışılmış, yolcu taşımacılığında da başta ekonomik koşullar nedeniyle artış yaşanmakta ve hızlı tren seçeneği bu artışa paralellik getirmekte.

2012 hedeflerinin 103 bin yolcu ve 25,5 bin ton olması amaçlanmakta. Ayrıca 2005 yılından bu yana de miryollarında 5,5 bin km.lik demiryolu rayının yenilenmesi, iyileştirme çalışması yapılması ve hızlı tren projesinin Eskişehir ve İstanbul hatlarına konması ve güvenliğin öne çıkması bu taşımacılık sektörüne karşı halkın ilgisini çekmiş durumdayken ve 150 yıldan fazla bir süre geçmişiyle Türk halkının ve Atatürk döneminin en büyük cumhuriyet kazanımlarından biri olması, emperyalist odakları rahatsız etmiş durumda.

Demiryolları olmasaydı ‘Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması kolay olmazdı; çünkü silah ve Mehmetçiğin cepheye sevki istenen süratle yapılamaz, Anadolu Cephesi’nin kurulması gecikirdi. Cumhuriyet dönemindeki dış destekli isyanlar bastırılamazdı. Bütün bu isyanlara anında cevap verilebilmesi demiryollarının ulaşım kolaylıklarıyla ve yurdun her bölgesine gidebilmesiyle mümkün olmuştur.

Gerici ve bölücü ayaklanmalar demiryollarının sağladığı kolaylıklarla tepelenmiştir. Ülke kalkınması, köylünün ürettiğini ürünün taşınması onun sayesinde olmuş, köylünün yüzünün gülmesi, pazara taşınması, ekonomik hareketlilik demiryollarının olanaklarıyla aşılmıştır. Bu nedenle Atatürk, demiryollarını kapitülasyon kıskacından en öncelikli olarak kurtarmıştır.

ÖNCE DANIŞMANLIK ŞİRKETİ YIKIMI HAZIRLANACAK

“Türk Demiryolları Reformu” adı altında “Ecorys Researchan Consulting Ltd.” şirketinden danışmanlık hizmetleri alınması karşılığında, konsorsiyumla anlaşma imzalanmış durumda. Böylece demiryolu taşımacılığında da özel sektörün önü sonuna kadar açılmış bulunuyor. Her dayatmanın arkasına AB müktesebatı gerekçesi takılması gibi bunun arkasına da aynı yöntem uygulanmakta.

Söz konusu danışmanlık şirketinden hizmet alımına başlanmış durumda. Güya demiryolları yeniden yapılandırılacak ve bunun için hazırlanan projeyle; neo-liberalizme uygun olarak Türk demiryolları rekabete açık hale getirilecek, alt yapı tahsisleri yapılacak, ücret politikaları yeniden düzenlenecek, güvenli sistem oluşturulmasıyla karşılıklı işletilebilirlik sistemleri için yeniden yapılandırma ve reform seçenekleri uygulamaya konacak.

Demiryollarının on binlerce personeli, binaları, tesisleri, atölyeleri, tünelleri, depoları, ambarları, tamirhaneleri, ray döküm merkezleri, on binlerce dekarlık arazileri, resmi binaları, lokantaları yani nesi var nesi yok hepsi yabancı konsorsiyumlara aktarılacak, bunların yanına yandaşlar da monte edilecek. İhale yasasının değişmesiyle kime işaret edilecekse o yandaş katılacak. Devlet eliyle zenginleşme yağması, yağmalama devletçiliği…

Cumhuriyet değerlerini kazıma kini… Bütün bunlar için önce, danışmanlık hizmetleri adı altında milyonlarca euroluk bütçeler yapılacak.

ÖZEL SEKTÖR MALINI KENDİ TAŞIMAK İSTİYOR

“Yük taşımacılığı özel sektörün işletmecilik deneyimlerinden yararlanılarak serbest hale getirilerek TCDD yeniden yapılandırılıp kamu üzerindeki mali yükü kaldırılacak, başta sanayi bölgelerine olmak üzere demiryolu bağlantı hatları yapılacak ve araç yatırımları özel sektöre bırakılacak. Türkiye’deki demiryollarında 154 yıldır yük ve yolcu taşıma hakkı TCDD’de bulunuyor.

TCDD, 2005 yılında özel sektörün, demiryollarında faaliyet göstermesini öngören bir yönetmelik çıkarmıştı. Ancak, Danıştay bu yönetmeliği iptal etmiş ve bunun bir özelleştirme olduğunu belirtmişti. Özel sektörün yolcu ve yük taşıması yapabilmesi için yasa çıkarılması uyarısında bulunmuştu” işte öne sürülen gerekçe, halkın malı olan her şeyin bir ticari ‘meta’ gibi satılması yok edilmesi ve devlet kullanılarak yandaş zengin etme anlayışı.

Her zaman karşımıza ya ABD ya da AB dayatması olarak çıkıyor. Oysa bu karşıdevrim senaryosundan başka bir şey değil. 2011 yılında gerileyen demiryolları 2012 sonunda yük taşımacılığı 25,3 milyon tona, yolcu taşımacılığının ise 103 milyona ulaşması iddia ediliyordu. Bu gerçekleşmedi…

Hızlı trenle demiryollarına ilginin arttığını belirten demiryolu yetkilileri, 2023 yılı hedeflerini 10 bin km.nin üzerine çıkarmak olduğunu, hızlı tren ve konvansiyonel hatla demiryolu ağını 25.5 bin km’ye çıkarmaktır” diye açıklama getiriyorlar. Demiryollarının kalitesinin yükselmesi, özel sektörün iştahını kabartıyor. Yenilenen yollarda tüm ağırlığı kendi mallarının ucuz taşınmasında görüyor. Yolcu taşımacılığına da girme koşullarını, devlet eliyle kurulan bu yabancı konsorsiyumların araştırmalarıyla yoklamak istiyor.

Olan ‘Cumhuriyet’ kazanımlarına oluyor. Kemalist kazanımların bir yüce kalesi de devriliyor. Küreselleşme tsunamisine, Cumhuriyet’in sembolü haline gelmiş, Atatürk döneminin karizmatik kuruluşu, bin bir emekle meydana getirilen, uğruna ‘Onuncu Yıl Marşı’ bestelenen ve Doğu’da kazma kürekle açtığı iki yüz kırkın üzerindeki tünelin heyecanı, AB müktesebatları bahane edilerek, karşıdevrimin elinde satış tahtasına konuyor.

DEMİRYOLLARINDA “KAPİTÜLASYON” DÖNEMİ GERİ GELİYOR

Demiryolları yabancılara satılarak yeniden ‘’Kapitulasyonlar’’ dönemi yaşanacak. Cumhu riyet döneminde Fransızların işletmeciliğinde olan demiryolları, tek taraflı verilen haklarla kapitulasyonların en çarpıcı uygulandığı imtiyazlı alanlardan idi. Atatürk’ün yırtıp attığı kapi tulasyonlar, küreselleşme politikalarıyla her alanda yaygın bir şekilde kullanılmaktayken, demiryollarında bugüne kadar ertelenmişti.

Ancak hiçbir koşul iktidarın kamu varlıklarını elden çıkarmasına engel olamıyor. TCDD, Ecorys Researchand Consulting Ldt. Bünyesindeki konsorsiyumla; ‘’Türk Demiryolları Reformu’’ projesi çerçevesinde sözleşme imzalayarak, özelleştirme hazırlıklarını yapmaya başladı bile. Bu kapsamda, restore edilirken nedeni belirsiz çıkan yangından büyük zarar gören Haydarpaşa Garı da, yeni sahibini bekliyor olacak…

 

Tapu ve Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya

USİAD Bildiren Dergisi 62. Sayında yayınlanan makale

Derginin 62. sayısını okumak için tıklayınız

www.usiad.net