USİAD İzmir Temsilcisi ve CHP İzmir önceki İl Başkanı Tacettin Bayır, her yıl 12-18 Aralık tarihlerinde kutlanılan Yerli Malı Haftası’na ilişkin yaptığı açıklamada, “Yerli üretim ve tüketim dengelerini bir devlet politikası haline getirmezsek bizi bekleyen tehlikeleri de bertaraf edemeyiz. AKP bilinçli olarak Yerli Malı Haftası’nı unutturmaya çalışıyor” dedi.
Herkes aldığı ürünün üzerindeki ‘Türk Malı’ olduğunu gösteren ‘869’ kodunu kontrol etmeli diyen Bayır, “Yabancı sermayeye de karşı olmadıklarını söyleyerek “gelmesin demiyoruz, gelsin ancak yeni bir istihdam alanı yaratsın, diyoruz” şeklinde konuştu.
Tacettin Bayır, Yerli Malı Haftası’nın AKP tarafından tıpkı Cumhuriyet değerlerinde olduğu gibi unutturulmaya çalışıldığını söyleyerek hükümete sert sözlerle yüklendi. Tasarrufun önemini kavramak ve kavratmanın ulusal bir zorunluluk olgununu belirten Bayır, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Yaşadığımız günlerin Düyun-u Umumi yönetimine gittiğimiz yıllara çok benzediğini söylesek pek de yanılmış olmayız. Şimdi soruyorum tutumlu olmak, tasarrufun önemini kavramak ve kavratmak ulusal bir zorunluluk değil midir? Hepimize bu konuda düşen görevler var, kişisel olarak ve ülke olarak hassasiyetlerimizi bu konuda geliştirmeliyiz. AKP bilinçli olarak Yerli Malı Haftasını unutturmaya çalışıyor. Üretmeyen, tüketen bir toplum algısı yaratıyor.”
“KARMA EKONOMİYİ TERK ETTİĞİMİZ İÇİN!”
‘Dünyada ulusal sanayi hamlesine bu kadar yabancı kalmış ve ithal mal cehennemini yaşayarak kalkınabilmiş tek bir ülke var mı?’ sorunu sorarak sözlerine devam eden Bayır, “Artık küreselleşmenin; gözleri, bilinçleri, vicdanları kör eden büyüsünden kurtulmalıyız. Bugün itibariyle milyonlarca işsizimiz var. Ana caddeleri, sanayi sitelerini gezdiğimizde kapanan çok sayıda işyerlerini görüyoruz. Çarşıda alışveriş yok. Ve ekonomimiz tam anlamıyla dibe vurmuş bir haldedir. Hatamızın nerede olduğunu görüyor muyuz? Acaba Mustafa Kemal’in o planlı karma ekonomisinde bize tavsiye ettiği Cumhuriyet değerlerini terk ettiğimiz için mi uçuruma gidiyoruz? Mustafa Kemal’in karma ekonomik modelin daha sıkı sarılmanın vakti geldi ge geçiyor bile” dedi.
“SİZ ÜRETMEYİN, TÜKETMEKLE MEŞGUL OLUN”
ABD, Fransa ve Almanya gibi ekonomik anlamda gelişmiş ülkelerin ‘yerli malı haftaları’ sadece bir haftaya değil, bütün bir yıla yayılarak önemsediğini belirten Bayır, “Almanya’da bir otomobil fabrikasında “Eğer Japon otomobiline bineceksen git kendine Japonya’da iş bul” yazısı bulunur. Bu yazının benzeri ABD’de de var. İngilizlerin yerli malı konusundaki en vurgulu sözü de; ‘Asılacaksan İngiliz ipiyle asıl’dır. Yine Fransa’da sinema salonlarında gösterilen her on filmin altısının Fransız yapımı olması zorunluluğu var. Bu ne anlama geliyor; Fransa hem kendi ülkesinin sanatçısını koruyor, hem dilini koruyor, hem de kendi insanını. Dışarıda hal böyleyken bizim ne yazık ki görsel ve yazılı medyamızın haline üzülmemek elde değil” dedi. Türkiye’de tüketim toplumu modelinin AKP iktidarı tarafından beslenip büyütüldüğünü belirten Bayır, siz üretmeyin, tüketmekle meşgul olun algısı AKP iktidarı tarafından topluma yerleştirildiğini vurguladı.
Türkiye’de üretilen bir ürünü tüketilmesinin Türkiye’de yaşayan yurttaşlarımıza iş kapısı açacağını söyleyen Bayır, ihtiyaçların ithalat üzerinde giden temininin malı satın aldığınız ülkedeki insanların işsizlik sorununa çözüm olacağının da altını çizdi. İthalat nedeniyle her geçen gün işsiz yurttaş sayısının artığını söyleyen Bayır, “Maalesef üretmeden tüketen toplumları bekleyen bir diğer kaçınılmaz sonuç da bedel olarak topraklarını vermeleridir” dedi. Bayır, “Biz üretmeden bir yandan ithal ettikçe farkında olmadan topraklarımızı kaybediyoruz. Hatırlayalım limanlarımızı, şeker fabrikalarımızı ve daha nicelerini sattık. 1940’larda İspanya ve Hollanda’ya uçak gövdesi ve uçak imal eden bir ülke konumunda iken bugün dışarıdan muz getiren, elma getiren bir ülke konumuna geldik. Kaldı ki nüfusunun yarısına yakını tarımla geçinen bir ülkede artık elma ve muz bile dışarıdan geliyor. Böyle olunca da tarımda ürettiğinden geçinemeyen insanımız büyük kentlere göç etti, işsizliğin bu denli artmasının bir faktörü de bu. Biz istersek her şeyi yaratırız ve üretiriz” dedi.
“ÇÖZÜM KARMA EKONOMİ VE PLANLAMA”
Ekonomik kalkınmanın ve işsizliğe çözümün en önemli adımı planlama olarak gösteren Tacettin Bayır, Cumhuriyetin İlk yıllarında Mustafa Kemal tarafından uygulanan ve dünyanın en hızlı gelişen ekonomiler arsında yer almamızı sağlayan karma ekonomi modeline bugünde ihtiyacımız olduğunu söyledi. Üreticinin ve tüketicinin arz talep dengesi doğrultusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Bayır, “Adliye’de takipteki icra dosyalarının büyük bölümü kredi kartı borcundan, diğer bölümü cep telefonlarından. Yani maalesef parayı kullanmayı bilmiyoruz, telefonla konuşmayı da bilmiyoruz. Üstüne bir de ürünü alırken hangi malın yerli hangisinin ithal olduğunu da sorgulamıyoruz” dedi.
Herkes aldığı ürünün üzerindeki ‘Türk Malı’ olduğunu gösteren ‘869’ kodunu kontrol etmeli diyen Bayır, yabancı sermayeye de karşı olmadıklarını söyleyerek “gelmesin demiyoruz, gelsin ancak yeni bir istihdam alanı yaratsın, diyoruz. Özellikle gıda ve dayanıklı tüketim malları gibi mevcut istihdama sahip olan kuruluşların üç kuruşa satın alınmasına karşı çıkıyoruz. Ve buralarda yerli malı sütün, peynirin bir kenara bırakılarak Hollanda peyniri vs. konmasını ve satılmasına karşı çıkıyoruz” dedi.
“HERKES DUYARLI OLMALI İŞSİZ KALAN BİR GÜN SİZ OLABİLİRSİNİZ”
Yerli mallarının kullanımı noktasında yurttaşlarını ve sendikaları duyarlı olmaya davet eden Bayır sözlerini söyle sonlandırdı: “Bütün yurttaşlara özellikle de genç kuşağa sesleniyorum; Yerli Malı kullanımı konusunda çok uyanık olmamız lazım! Çünkü bizim ürettiğimiz ürünler yerine bunların ithal olanlarına ödediğimiz her lira ileride bir insanımızın daha işsiz kalmasına sebebiyet verecek ve bu kişi; belki teyzeniz, amcanız, kardeşiniz ve sonunda tabiî ki siz olabilirsiniz, lütfen duyarlı olalım. Ayrıca bu konuyu savunmak biz işadamlarının olduğu kadar işçi sendikalarının da görevi olmalıdır. Onlar da bu konuda yeterli duyarlılığı ve ilgiyi gösterirlerse toplum olarak bilinçlenmek daha da hızlanacaktır.”
Haber: Şenol Çarık
USİAD Bildiren Dergisi 68. Sayında yayınlanan haber
Derginin 68. sayısını okumak için tıklayınız
www.usiad.org.tr