“Sorunlar Aşılırsa Avrupa’nın En Büyüğü Oluruz”

USİAD Bildiren

MEYED Genel Sekreteri Ebru Akdağ: “Sorunlar Aşılırsa Avrupa’nın En Büyüğü Oluruz”

Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri Ebru Akdağ, meyve suyu sektörünü USİAD Bildiren’e değerlendirdi.

Başta hammadde teminindeki yapısal sorunlar olmak üzere, sektör önündeki engellerin ortadan kalkması durumunda Türk meyve suyu sektörünün Avrupa’nın en önemli meyve suyu tedarikçisi olmak gibi önemli bir fırsatla yaratacağına değinen Akdağ şöyle devam etti:

“İç tüketime ek olarak ihracatımız da her geçen yıl artarak gelişiyor. Yaklaşık %90 oranında dış ticaret fazlası veren Türkiye meyve suyu sektörünün 200 milyon doların üzerinde ihracatı bulunuyor.”

 

Meyve suyu sektörünün 2013 yılında ulaştığı büyüklük nedir?

Yapılan projeksiyonlara göre 2013 yılını sonunda meyve suyu ve benzeri ürünler (meyve suyu, meyve nektarı, meyveli ve aromalı içecek) tüketimi %8 civarında büyüyerek nerdeyse 1 milyon litreye ulaştığını tahmin ediyoruz. %100 meyve suyu ve nektarı ise %5’lık büyüme hızıyla 615 bin litre civarında pay aldığını ön görüyoruz. 2013 yılında büyümenin sürükleyicisi meyveli içecek kategorisi oldu. Ancak kişi başına tüketimi hala yıllık ortalama 1 litre/kişi gibi düşük bir seviyede olan %100 meyve suyunun sağlıklı beslenme trendinin etkisiyle payını arttırmasını bekliyoruz. Neredeyse tüm Avrupa ülkelerinde %100 meyve suyu ve nektarının tüketiminin sabit ya da azalıyor olması, ülkemizde henüz doymamış olan bu pazarın çok önemli bir büyüme potansiyeli olduğunu da ortaya koyuyor.

İç tüketime ek olarak ihracatımız da her geçen yıl artarak gelişiyor. Yaklaşık %90 oranında dış ticaret fazlası veren Türkiye meyve suyu sektörünün 200 milyon doların üzerinde ihracatı bulunuyor. Başta hammadde teminindeki yapısal sorunlarımız olmak üzere, önümüzdeki engellerin ortadan kalkması durumunda, önümüzde Avrupa’nın en önemli meyve suyu tedarikçisi olmak gibi önemli bir fırsatla yatıyor.

Özetle 2013 yılında büyüme hedeflerimizi neredeyse yakalıyor olduğumuzu söyleyebiliriz. Yine de, meyve suyu gibi sağlıklı beslenmenin tamamlayıcı bir öğesi olan bir ürünün daha iyi anlaşılmasıyla, büyümenin daha yüksek bir ivme kazanmasını bekliyoruz. Bu sağlıklı beslenme trendinin olumlu etkisinden olduğu kadar, bilgi kirliliğinin temizlenmesiyle tüketim bilincinin gelişmesi ve satın alma gücünün artması gibi faktörlerle de doğrudan bağlantılı. Her halükarda, meyve suyu sektörünün geleceğinin parlak olduğunu düşünüyorum.

Türkiye’de kişi başına düşen meyve suyu tüketimi her geçen yıl artıyor olsa da henüz Amerika ve AB ortalamalarıyla kıyaslandığında oldukça düşük seviyelerde seyretmektedir. 2013 yılı sonunda kişi başına düşen ortalama meyve suyu ve benzeri ürünlerin tüketim miktarı 13 litre civarına ulaşmıştır. Bunun yaklaşık  9 litresini % 100 meyve suyu ve nektarı oluşturmaktadır. Avrupa’da kişi başına düşen yıllık ortalama meyve suyu ve nektarı tüketimi 21 litre civarındadır. Ayrıca Avrupa’daki gelişmiş pazarlarda tüketim oranları, bu ortalamanın da oldukça üzerindedir. Örneğin Almanya’da tüketim 32 litre, Finlandiya ve Hollanda 29, Avusturya’da 27 litre civarındadır. Ancak Avrupa’daki doymuş pazarın tersine, Türkiye meyve suyu pazarı hızla büyümektedir ve sağlıklı beslenme trendinin de etkisiyle, tüketim bilincindeki gelişmelere paralel olarak ülkemizdeki tüketimin de artmaya devam etmesi beklenmektedir.

2014 yılına ilişkin meyve suyu sektörüne yönelik büyüme tahminleriniz nedir?

Türkiye meyve suyu sanayi, Avrupa ile kıyaslandığında genç bir sektör olsa da teknoloji bakımından yapılanmasını hızla geliştirerek eşit seviye ulaşmıştır. Sektör yeterli derecede bilgi birikimine sahiptir. Ayrıca ülkemiz meyve suyu sektöründeki firmalar Avrupa’da kullanılan en gelişmiş teknolojileri uygulamakta; bununla beraber tesislerimiz Avrupa’daki birçok tesisten daha yeni durumdadır. Sektördeki firmaların hepsi ihracat yapmakta, dolayısıyla hem teknolojik gelişmeleri anında takip edebilecek dinamizme, hem de yurt dışında rekabetçi olabilecek kalitede üretim becerisine sahipler.

Ayrıca bu gelişmelerde MEYED’in yeniden yapılanmasının ardından yurt dışında sektörün temsilcisi ve tanıtıcısı konumunu çok üst seviyelere taşımasının da büyük katkısı olduğunu belirtmek gerek. Uluslararası platformlardaki aktif ve başarılı çalışmalarımız sayesinde de, yurt dışında yapılan uluslararası kongrelerin neredeyse hepsine konuşmacı olarak davet edilmekteyiz. Böylelikle Türkiye’nin gücünü ve potansiyelini geniş kitlelere aktarma, sektörün önüne yeni ihracat kapıları açma fırsatı buluyoruz.

2014 yılında hem kişi başına tüketimin, hem de ihracatımızın artışını sürdürmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Sektörümüz ve hatta ülkemizin tarımsal gücünün gelişimi bakımından en çok önemsediğimiz konuların başında ise, meyveciliğin geliştirilmesine ilişkin hedeflerin gerçekleştirilmesi geliyor. Ancak bu hususta, sektörün girişimlerinden daha da belirleyici olan, devletin koyduğu toplulaştırma, üretim artışı ve sanayiye yönelik meyve üretiminin geliştirilmesi gibi hedeflerin hızla hayata geçirilmesidir.

Beklenmedik gelişmeler olmaması halinde, meyve suyu ve benzeri ürünler tüketiminin %10 civarında büyüme kaydetmesini bekleyebiliriz. İhracat ise hammaddemiz dolayısıyla hava koşullarından, diğer ülkelerdeki üretim durumuna, döviz kurlarından ülke ilişkilerine kadar çok bilinmezli bir denkleme dayanıyor. Yine de son yıllardaki trende ve gelişmelere bakıldığında ihracatta da büyümenin devam edeceğini ön görüyoruz.

İhracat anlamında sektörde 2013 yılında hangi ülkeler ön plandaydı?

Türkiye meyve suyu sanayisinin ihracat bakımından çok büyük bir potansiyeli bulunmaktadır. Şimdiden meyve suyu ihraç edilen ülke sayısı 150 civarındadır. Bu da Türkiye’nin ürünlerinin küresel meyve suyu pazarında büyük ölçüde kabul gördüğünün ve fiyat rekabeti şansımızın artması durumunda, ihracatımızın da geometrik olarak büyüme olanağına sahip olduğunun göstergesidir.

Türkiye’nin meyve suyu ihracatında en önemli pazar Avrupa ülkeleri olup, başlıca ihracat yapılan ülkeler arasında Almanya, Polonya ve Hollanda, ABD, İtalya, İngiltere ve İsrail yer almaktadır. Miktarlar değişkenlik gösteriyor olsa da, Avrupa’dan Amerika’ya, Orta Doğu’dan Afrika’ya ve Asya’ya kadar dünyanın dört bir yanına ürün ihraç eder durumdayız. Bu da Türkiye meyve suyu sanayisinin ürünlerinin geniş ölçüde kabul gördüğünün bir göstergesidir.

“2014 YILINDA BAŞLICA İHRACAT AVRUPA’YA”

2014 yılında hangi pazarların ön plana çıkmasını bekliyorsunuz?

2014 yılında da başlıca ihraç pazarı Avrupa olacaktır. Ancak ülkemizdeki üreticiler potansiyeli yüksek gelişen pazarlardaki varlığını daha çok arttırmak için çalışmalarına devam ediyor. Biz de MEYED olarak, yurt dışında kurduğumuz ilişkiler ağını güçlendirerek ve katıldığımız etkinliklerde ülkemiz adına tanıtımlar yaparak bu kapıların daha çok açılmasına katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Tüm bu çabaların sonucunda Türki cumhuriyetler, Orta Doğu ve Güney Afrika gibi tüketimi hızla artan bölgeler her geçen gün daha çok önem kazanıyor.

 

2013 yılında hangi yatırımlar öne çıktı? Sektörde 2013 yılında yaşanan en önemli gelişmeler hangisiydi?

Yatırımlara birkaç örnek vermek gerekirse, son dönemlerdeki en büyük yatırımlardan biri Anadolu grubunun, Özgörkey ve Brezilyalı meyve suyu üreticisi Cutrale ile birlikte kurdukları Anadolu Etap’tan geliyor. Grubun 2010 yılında başladıkları büyük ölçekli plantasyon yatırımları 2012 sonu itibarıyla 9 bin dönüme ve 1 milyon ağaç portföyüne ulaştığı belirtiliyor. 2013 yılını bitirdiklerinde 2.5 milyon meyve ağacına ulaşmayı planlayan Anadolu Etap, toplam yatırımlarının da 170 milyon doları bulmasını hedefliyor.

2013 yılındaki bir diğer stratejik adım ise Limkon Gıda’dan geldi. Limak Grubu bünyesinde bulunan gıda şirketi Limkon, İsviçreli Wild Flavors ile işbirliğine imza attı. Ortaklık kapsamında Limkon’un Adana’daki fabrikasına iki etapta toplam 10 milyon euroluk yatırım yapılması hedefleniyor.

Türkiye’de meyve suyu pazarı yükselen bir trende sahip, ve kişi başı tüketimde oldukça önemli bir büyüme vaat ediyor. Şu anda kişi başı meyve suyu ve nektarı tüketimi yaklaşık 9 litre. Ancak bu seviye ortalamanın 25 litre olduğu Avrupa ve 45 litre olduğu ABD’ye göre oldukça geri durumda. Bu düşük tüketim markalara gelecek ile ilgili olarak önemli büyüme fırsatları sunuyor. Dolayısıyla bu fırsatı gören yerli / yabancı gruplar da markalı ürünleriyle pazara giriş yapıyorlar.

Örneğin 2010 yılında Ülker’in bünyesinde bulunan Yıldız Holding Avrupa’nın önde gelen meyve suyu üreticisi Eckes-Granini Group ile meyve suyu sektöründe faaliyet gösterecek yeni bir şirket kurmak üzere ortaklık anlaşması imzalandı. Şimdi raflarda Ülker Granini ürünleriyle yer alıyorlar

Yine Pepsico Grubu dünyaca ünlü Tropicana markasını 2013 yılında Türk tüketicileriyle buluşturdu.

Bunlara ek olarak mevcut üreticilerimizin kendi tesislerinde ve meyvecilik alanında yaptıkları yatırımlar da devam ediyor. Ayrıca Avrupalı firmalara ek olarak, Orta Doğu ve Türki cumhuriyetlerin de yatırım arayışları sürüyor.

2013 yılında ülkemizde gerçekleştirilen en önemli meyve suyu etkinliği Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi oldu. Dünya Meyve Suyu Günü, 2010 yılında MEYED’in önerisi ve yönlendirmesi üzerine, Uluslararası Meyve Suyu Federasyonunun (IFU) başlattığı uluslararası bir girişimdir. Bu önemli girişimin, Türkiye öncülüğünde olmasının, ülkemiz açısından özel bir değeri bulunmaktadır. 2010 yılından bu yana ülkemizde kutlanan “Dünya Meyve Suyu Günü” nü bu yıl, Derneğimizin 20. yılı şerefine Uluslararası bir zirveyle kutladık.

Dünya Meyve Suyu Günü, uluslararası meyve suyu sanayisinin dünya çapında tanınması için ortaya koyduğu ortak bir girişim olarak kabul edilmelidir. Bu proje, meyve suyuna ilişkin olumlu bir algı yaratılması, var olan yanlış ön yargıların ortadan kaldırılması, tüketicileri bilinçlendirirken sağlıklı imajına ek olarak meyve suyunun keyifli bir ürün olarak yeniden konumlandırılabilmesi için ideal bir fırsattır. Bu projeyle tüketicilerin meyve suyunun sağlıklı beslenmedeki önemine ilişkin farkındalığının arttırılması, meyve suyu tüketiminin teşvik edilmesi ve ulusal meyve suyu endüstrilerinin bu ortak amaçları kapsamında iş birliği içinde hareket edeceği, dünya çapında bir platformun oluşturulması hedeflenmektedir.

Dünya Meyve Suyu Günü’nün temel amaçlarını şu şekilde özetleyebilirim:

  • Meyve suyunun sağlıklı beslenmedeki önemine ilişkin tüketicilerde farkındalık oluşturmak,
  • Meyve suyu endüstrisi için “uluslararası bir iletişim platformu” oluşturmak,
  • Dünya Sağlık Örgütü tarafından desteklenen “5 a day” (günde 5 öğün) kampanyasını desteklemek ve bu kapsamda sağlıklı beslenme programlarında meyve suyunun rolünün anlaşılmasını sağlamak,
  • Meyve ve meyve suyu üretimine ilişkin sorunları gündeme taşımak,
  • Meyve suyu sanayisinin yüksek potansiyelini ortaya koymak,
  • Bu gayeler için hem ulusal, hem de uluslararası resmi kurum ve kuruluşların desteğini almak.

 

Türkiye özelinde ise bu girişim, bahsedilen amaçlara hizmet etmesine ek olarak, Türkiye’nin uluslararası platformlardaki tanıtımı ve meyve suyu sanayisinin ülkemiz ekonomisine katkısı bakımından çok önemli bir potansiyele sahip olduğunun anlaşılması adına da büyük önem taşımaktadır.

IFU & MEYED iş birliğinde, 30 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen “Dünya Meyve Suyu Günü Zirvesi”, ayrıca Avrupa Meyve Suyu Birliği AIJN, bağımsız kalite kontrol kuruluşu SGF ve Avrupa Kalite Kontrol Sistemi EQCS tarafından da desteklendi.

Sektörümüzün daha da geliştirilmesi adına, ülkemiz ve dünya genelinden sektörün değerli temsilcileri ile fikir ve deneyimleri paylaşmak, yeni bilgiler edinmek, ortak gayeler için beraber hareket etme bilincini yerleştirmek, Türkiye’nin uluslararası pazarlarda daha iyi tanınmasını desteklemek ve uluslararası bir iletişim platformu oluşturmak açısından önemli bir adım olmuştur. İlk Dünya Meyve Suyu Günü Uluslararası Zirvesinin başarası ve sektörden gelen talepler sonucunda, bu etkinliğe her yıl devam etmeye karar verdik

2014 yılında sektörde ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?

MEYED olarak 2014 yılında önemli iki ayrı uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapacağız. Bunlardan birincisi, Dünya Meyve Suyu Konferansı. 29 Mayıs tarihinde İstanbul’da gerçekleştireceğimiz Konferansta Türk Meyve Suyu Endüstrisi temsilcileri, dünyanın başlıca yabancı firmaların üst düzey yöneticileri ve küresel meyve suyu sanayisi birliklerinin temsilcileriyle bir araya gelecek. Sektörün güncel durumu, geleceği ve yeni yaklaşımların değerlendireceği bu Konferans’ın gerek ülkemiz meyve suyu sanayisinin gelişimi, gerekse Türkiye’nin tanıtımı açısından büyük önemi olacak.

Bu yıl MEYED olarak düzenleyeceğimiz kongreyi yine Meyve Suyu Üreticileri Federasyonu (IFU), Avrupa Meyve Suyu Birliği (AIJN), bağımsız kalite kontrol kuruluşu (SGF) ve Avrupa Kalite Kontrol Sistemi (EQCS) destekliyor.

2014 yılında gerçekleştireceğimiz diğer uluslararası etkinlik ise, Dünya Elma ve Armut Üreticileri Birliğinin (WAPA) küresel elma ve armut üreticilerini bir araya getirmek amacıyla uzun bir deneyim üzerine inşa ettiği, alanında Dünya’nın başlıca yıllık etkinliği olan Prognosfruit Kongresi. Bugüne kadar Avrupa’nın farklı kentlerinde gerçekleştirilen Prognosfruit Kongresi’nin 38.si, MEYED’in girişimleri sonucunda Türkiye’de ilk defa düzenlenecek.

6-8 Ağustos 2014 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek Konferans başta Avrupa’nın olmak üzere, Dünya’nın meyve üreticilerini, işleyicilerini ve tüccarlarını bir araya getirecek olup, karar vericiler için de önemli bir iletişim ağı fırsatı sunmaktadır. Etkinlik Türkiye’nin küresel meyve üretimi ve işleme platformunda varlığını ortaya koyması açısından önemli bir fırsat. Bu etkinliği Türkiye’ye getirerek, sadece meyve suyu sanayisine değil, meyve üreticilerine de eşsiz bir fırsat sunmuş olacağız.

2014 yılından en büyük beklentilerimiz, tüketicilerin meyve suyunun sağlıklı beslenmedeki rolünü daha iyi anlaması ve ülkemiz açısından stratejik önemi olan meyveciliğin gelişmesi için gerekli adımların atılması.

Tüketici ayağında biz kendi koşullarımız el verdiğince sosyal sorumluluk projeleri ve tüketici bilinçlendirme çalışmalarımıza deva edeceğiz. Ancak bu konuda Devletin desteğine de ihtiyaç duyuyoruz. Dolayısıyla devlet tüketici bilinçlendirme çalışmaları için iletişim kanallarını bizim gibi STK’ların kullanıma açması ve kendilerinin yaptıkları çalışmalara hız vermeleri çok önemli olacaktır.

Sektörümüz ve hatta ülkemizin tarımsal gücünün gelişimi bakımından en çok önemsediğimiz konuların başında, meyveciliğin geliştirilmesine ilişkin hedeflerin gerçekleştirilmesi geliyor. Ancak bu hususta, sektörün girişimlerinden daha da belirleyici olan, devletin koyduğu toplulaştırma, üretim artışı ve sanayiye yönelik meyve üretiminin geliştirilmesi gibi hedeflerin hızla hayata geçirilmesidir. Teşviklerin kalite, verimlilik, çeşit ve maliyet açısından sanayinin gerek iç pazardaki büyümesine gerekse dış ticaretteki gücünü arttırmasına olanak verecek bir şekilde yeniden yapılandırılması büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda meyve plantasyonu ile ilgili teşviklerde, aynı havzada en uygun meyvelerin “Meyve İşleyen Tesisler”in etrafında büyük kümeler halinde oluşmasını mümkün kılacak bir model oluşturulmasına olanak sağlayacak “Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli”nin, arz açığı ve ihracat potansiyeli yüksek olan meyveler için uygulanmalıdır.

Çok özetle aşağıdakileri hayata geçirebilecek bir sistem kurulması meyveciliğin gelişimine olumlu etkisi olacaktır;

  1. sözleşmeli üretimi özendirecek teşvik sisteminin benimsetilmesiyle dağınık tarımsal üretim yapısının toplulaştırılmasının sağlanması
  2. meyve plantasyonu ile ilgili teşviklerde, aynı havzada en uygun meyvelerin “Meyve İşleyen Tesisler”in etrafında büyük kümeler halinde oluşmasını mümkün kılacak bir modelin oluşturulması
  3. sanayi meyveciliğinin geliştirilmesi

Sektördeki yatırımlar 2014 yılında devam edecek mi? Sektöre yeni oyuncular girecek mi? Bu konudaki öngörüleriniz neler?

Türkiye meyve suyu sektörü bahsettiğim gibi büyümesini sürdüren ve geleceği parlak bir sanayi koludur. Bu nedenle ekonomideki gelişmeler ve istikrara bağlı olarak önümüzdeki dönemde de yatırımlar devam edecektir. Son zamanlarda Avrupa’ya ek olarak ülkemizdeki potansiyeli fark eden Orta Doğu’nun da ilgisinin arttığını gözlemliyoruz. Tüm bu gelişmeler kapsamında sektöre yeni oyuncuların girmesini de bekliyoruz.

 

Söyleşi: Deniz TOPRAK

USİAD Bildiren Dergisi 69. Sayında yayınlanan söyleşi

Derginin 69. sayısını okumak için tıklayınız

www.usiad.org.tr