Mustafa Pamukoğlu yazdı: Asgari ücret nedir, ne değildir?

USİAD Bildiren

7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin en önemli seçim vaadi asgari ücret oldu.1 Kasım sonrasında da AKP iktidar olunca net 1.300 TL vaadinin yerine getirilmesi birden bire gündeme oturdu. Vaadin gerçekleşmesi hususunda işler ciddiyete binince işverenler, işçi kesimi ve hükümet tarafı farklı söylemlerde bulundular ve hesaplar yapmaya başladılar. İşverenlerden birçoğu asgari ücretteki bu artışın küçük ve orta işletmeleri batıracağını ve kayıt dışı istihdama yol açacağını işaret ettiler.
Biz de bu makalemizde asgari ücret hakkında tüm gerçekleri irdelemek istiyoruz.

ASGARİ ÜCRET NEDİR?

Genel Tanımı

Devletin piyasaya müdahale araçlarından biri taban fiyat uygulamasıdır. Bir piyasaya müdahale şekli olarak taban fiyatın tarımsal destekleme programları ve asgari ücret yasaları olmak üzere başlıca iki uygulama alanı vardır. Birinci uygulama alanı olan tarımsal destekleme programlarında amaç tarımsal ürün üreticilerine destek sağlamaktır. İkinci alan olan asgari ücret uygulamasında ise amaç çalışanların gelir düzeyini yükseltmektir.
İşte dar gelirli çalışanları, işçileri yahut emeğiyle geçinenleri korumak, onları “insanca yaşama koşullarına kavuşturmak” amacıyla yapılan ücrete asgari ücret denmektedir.

Anayasamızdaki Tanımı

Anayasa’mızın 55.maddesinde ücret ve asgari ücret aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.

“VII. Ücrette adalet sağlanması

Madde 0055:

Ücret emeğin karşılığıdır.

Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.

(03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle değişen ve 17.10.2001 tarihinden geçerli olarak yürürlüğe giren şekli.) Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.”

ASGARİ ÜCRET NASIL HESAPLANIR?

Asgari ücret  4857 sayılı İş Kanunu’nun 39.maddesinde  “Asgari ücret,iş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir.” Şeklindeki hükme göre tespit edilir.

ASGARİ ÜCRET KOMİSYONU NASIL OLUŞUR?

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının tespit edeceği üyelerden birinin başkanlığında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü veya yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü veya yardımcısı, Devlet İstatistik Enstitüsü Ekonomik İstatistikler Dairesi Başkanı veya yardımcısı, Hazine Müsteşarlığı temsilcisi, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığından konu ile ilgili dairenin başkanı veya yetki vereceği bir görevli ile bünyesinde en çok işçiyi bulunduran en üst işçi kuruluşundan değişik işkolları için seçecekleri beş, bünyesinde en çok işvereni bulunduran işveren kuruluşundan değişik işkolları için seçeceği beş temsilciden kurulur.

ASGARİ ÜCRET KOMİSYONU NASIL ÇALIŞIR VE KARAR ALIR?

Asgari Ücret Tespit Komisyonu en az on üyesinin katılmasıyla toplanır. Kurul, üye oylarının çoğunluğu ile karar verir. Oyların eşitliği halinde, Başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır.
Komisyon kararları kesindir. Kararlar Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer.
Komisyonun toplanma ve çalışma şekli, yönetmelikte belirlenmiştir.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun sekretarya hizmetleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yerine getirilir.

TÜRKİYE’DE ASGARİ ÜCRET GELİŞİMİ

Tablo-1

Dönemi

Tutar (TL)

01.07.2015 – 31.12.2015

1.273,50

01.01.2015 – 30.06.2015

1.201,50

01.07.2014 – 31.12.2014

1.134,00

01.01.2014 – 30.06.2014

1.071,00

01.07.2013 – 31.12.2013

1.021,50

01.01.2013 – 30.06.2013

978,60

01.07.2012 – 31.12.2012

940,50

01.01.2012 – 30.06.2012

886,50

01.07.2011 – 31.12.2011

837,00

01.01.2011 – 30.06.2011

796,50

01.07.2010 – 31.12.2010

760,50

01.01.2010 – 30.06.2010

729,00

01.07.2009 – 31.12.2009

693,00

01.01.2009 – 30.06.2009

666,00

01.07.2008 – 31.12.2008

638,70

01.01.2008 – 30.06.2008

608,40

01.07.2007 – 31.12.2007

585,00

01.01.2007 – 30.06.2007

562,50

01.01.2006 – 31.12.2006

531,00

01.01.2005 – 31.12.2005

488,70

Asgari ücretin gelişimine baktığımızda son 10 yılda yaklaşık yüzde 62 oranında bir artışın olduğunu görmekteyiz. Bu da yılda ortalama yüzde 6 oranında bir artışın olduğunu gösterir.

ASGARİ ÜCRETİN NET HESAPLANMASI

2015 yılı asgari ücreti taban alınarak aylık 1.273,50 TL asgari ücretin net hesabı şöyle yapılmaktadır.

Tablo-2

ASGARİ ÜCRETİN NETİNİN HESABI (TL/AY)

 

Asgari Ücret

1.273,50

SGK Primi % 14

178,29

İşsizlik Sigorta Fonu % 1

12,74

Gelir Vergisi %15

72,26

Asgari Geçim İndirimi

90,11

Damga Vergisi % 07,59

9,67

Kesintiler Toplamı

272,96

Net Asgari Ücret

1.000,54

 

 

İşverene Maliyeti (TL/Ay)

 

Asgari Ücret

1.273,50

SGK Primi % 15,5 ( İşveren Payı )

197,39

İşveren İşsizlik Sigorta Fonu % 2

25,47

İşverene Ait Prim Maliyeti

222,86

İşverene Toplam Maliyet

1.496,36

İşverenler çalışana net ücreti ödedikten sonra işçi ve işveren kanuni yükümlülük paylarını cebinden öder. Bu nedenle işverene maliyeti 495,82 TL almak gerekir.

ASGARİ ÜCRET YETERLİ KABUL EDİLİYOR MU?

Son 10 yılda artış oranına baktığımızda ve diğer ülkelerdeki asgari ücretleri ile karşılaştırdığımızda yeterli olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Zaten Asgari Ücret Komisyonunda işçi temsilcilerinin itirazları bunu teyit etmektedir. İşçi temsilcileri şu hususları dikkate getirmektedirler.

  1. Anayasa’da yer alan “geçim şartları” yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır.
  2. Ücretlerde adaleti sağlamak açısından, en düşük devlet memuru maaşı dikkate alınmalıdır.
  3. İşçinin ailesi ile birlikte günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir tutar belirlenmelidir.
  4. İşçinin ve ailesinin bilimsel olarak belirlenmiş harcama kalıbı esas alınmalı ve hesaplamalarda Türkiye İstatistik Kurumu verileri kullanılmalıdır.
  5. Perakende fiyatlar kullanılarak hesaplanan net harcama tutarı, işçinin eline net geçecek biçimde düzenlenmelidir.
  6. Asgari ücret, sanayi/tarım ve yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak belirlenmelidir.
  7. İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalı, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmelidir.
  8. İşçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileştirme ayrıca ilave edilmelidir.
  9. Asgari ücret belirlenirken, gelir dağılımında adaleti sağlamaya yönelik olarak ayrıca refahtan pay verilmelidir.

ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRINDA!

Türk-İş, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak amacıyla her ay yaptırdığı “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasının 2015 Ekim ayı sonuçlarını açıkladı. Araştırmanın sonuçlarına göre, 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık  sınırı) 1379 lira 9 kuruş, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik,  su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu  diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 4.472 lira 61 kuruş  oldu.
Bu durumda vaat edilen 2016 yılında uygulanacak 1.300 TL net asgari ücretin Ekim 2015 dönemindeki açlık sınırının da altında olduğunu görüyoruz.

BAZI AVRUPA ÜLKELERİ İLE TÜRKİYE’NİN KARŞILAŞTIRILMASI

Tablo-3

2015/2      Dönem           Euro

Lüksemburg

1.923

Hollanda

1.508

Belçika

1.502

Almanya

1.473

İrlanda

1.461

Fransa

1.457

İspanya

756

Malta

720

Yunanistan

683

Portekiz

589

Polonya

417

Macaristan

333

TÜRKİYE

297

Bulgaristan

194

Tabloyu incelediğimizde Türkiye’de uygulanan asgari ücretin birçok Avrupa ülkesinden oldukça geri olduğunu görüyoruz.

NET ASGARİ ÜCRETİN ARTIŞININ GETİRDİĞİ MALİYET

Hükümet asgari ücreti net 1.300 TL’ye çıkaracak. Bu durumda ilave maliyetin hesabını yaparken normal olarak Asgari Ücret Komisyonu’nun yapacağı artışı düşmek gerekir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “2016 yılında 60+60=120 TL artış yapılacaktı” ifadesini dikkate alarak verilen vaadin ilave kısmını 1.300-1.120=180 TL olarak dikkate almak durumundayız.
Buna göre hesaplama şöyle olacak:
Netten brüte giderken işçiye ait vergi ve sigorta yükümlülüklerin oranını yaklaşık yüzde 22 alabiliriz. Bu durumda ilave maliyet toplam yaklaşık 270 TL olmaktadır.

Tablo-4

 

Normal           Olacak         Zama Göre

Vaat Edilen                       Tutar

Fark (İlave               Maliyet)

Net Ücret

1.120,00

1.300,00

180,00

Kesintiler oranı(%)*

22,00

22,00

 

İşçiye Ait Kesintiler Tutarı

1.435,90

1.666,67

230,77

İşveren kesintiler oranı(%)

17,50

17,50

 

İşveren kesintiler tutarı

251,28

291,67

40,38

*vergi oranlarındaki değişme ve asgari geçim indirimi ihmal edilerek hesaplama yapılmıştır.

Türkiye’de Türk-İş tarafından açıklanan asgari ücretli sayısı 5,4 milyon. Bu durumda 1 aylık ilave maliyet 1,5 milyar TL,1 yıllık maliyet ise 18 milyar olarak hesaplanmaktadır.

GİNİ KATSAYISI

Gini katsayısı, bir ülkede milli gelirin dağılımının eşit olup olmadığını ölçmeye yarayan bir katsayıdır. Katsayı 0 ile 1 arasında değerler alır ve yüksek değerler daha büyük eşitsizliğe tekabül ederler. Örneğin herkesin aynı gelire sahip olduğu bir toplumun Gini katsayısı 0 iken tüm gelirin bir kişide toplandığı (birden çok kişinin mensup olduğu) toplumun bu katsayısı 1’dir

Tablo-5

 

Yıllar

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

Gini katsayısı

0,428

0,406

0,405

0,415

0,402

0,404

0,402

0,400

0,391

Gini katsayısının 0-1 arasında hareket ettiğini görüyoruz.2014’de sıfıra biraz daha yaklaşan gini katsayısı gelir dağılımındaki adaleti göstermekten uzaktır.

SONUÇ

İki seçimde de partilerin ekonomik vaatlerinin başında yer alan asgari ücret 2016’da net 1.300 TL olacak. Bu durumda 180 TL fazladan bir artış söz konusu.
Bu ilave artışın işverene getireceği yük aylık 1-1,5 milyar TL olarak hesaplanabilmektedir. Bu maliyet dışında diğer ücretlerin de artacağı ileri sürülüyor.
İşverenler bu ilave maliyetin özellikle Kobi’leri oldukça zorlayacağı ve kayıt dışı istihdamı artırıcı etkisini vurgularken üretimin merdiven altına kayabileceğini ve üretimlerin komşu balkan ülkelerine götürülebileceğini de bir tehdit olarak ileri sürmekten imtina etmiyorlar.
AKP de bu zammı 2016 yılını tamamına ve hatta 2017’de zam yapmayarak iki yıla yayma hazırlığı içinde. Böyle olduğu takdirde bu vaat sulanmış olacak.
İşverene gelecek ilave yükün bir bölümünü devletin üstleneceğini de Başbakan açıkladı; ancak maliyet ve işverene etkisi konusunda oldukça farklı görüşler var.
Bekleyip göreceğiz…
Ama bir gerçek var ki, açlık sınırında olan asgari ücret artışı enflasyonla kısa bir sürede geri alınacak. Yine başa döneceğiz.

Mustafa Pamukoğlu
USİAD Bildiren 90. Sayı