Ticari krediler dip yaptı

Haberler

Ekonomideki yavaşlama, işletmelerin krediye olan ilgisini azalttı. 10 ayda bankaların verdiği ticari kredi yüzde 1.9 artarak 191.7 milyar lirada kaldı.

Bankaların kredi hacmi yüzde 8.7 artarken, ticari kredilerdeki yükselişin yüzde 1.9 düzeyinde kalması reel sektördeki yavaşlamanın bir başka göstergesi oldu. Bankaların kredi hacmi 21 Ekim 2016 tarihi ile yılbaşından bu yana yüzde 8.7 artışla 1 trilyon 579 milyar liraya ulaşırken, 10 aylık dönemde ticari kredilerdeki artış yüzde 1.9 ile sınırlı kaldı. Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre, ticari krediler 21 Ekim itibarıyla ancak 191 milyar 700 milyon lira olabildi.
Oysa küresel ekonomi ve finansal koşullara ilişkin belirsizliklerin öne çıktığı, 2015 yılının aynı döneminde ticari kredilerde yüzde 17’yi aşkın artış görülmüştü. Başka bir deyişle 2015’e oranla ticari kredilerdeki artışta yüzde 89’luk bir gerileme yaşanıyor. Tasfiye olunacak ticari krediler ise yılbaşından bu yana yüzde 40.5 oranında artarak 10 milyar 400 milyon liraya ulaştı. Ekonomistler, ticari kredilerdeki sert düşüşün ekonomide büyümenin daha da yavaşlayacağının önemli bir göstergesi olduğuna dikkat çekiyor.

KAMU BANKALARI İSTEKLİ

Özellikle ticari kredilerde kamu bankalarının kredi verme iştahının, özel bankalara oranla daha fazla olduğu dikkat çekiyor. 15 Temmuz’dan sonra kamu bankalarının kullandırdığı ticari krediler 62 milyar 100 milyon TL’den, 21 Ekim itibarıyla 63 milyar 500 milyon TL’ye çıktı. Özel bankaların ticari kredilerinde ise daralma devam etti. Yılbaşında 87 milyar 400 milyon TL olan özel bankaların ticari kredi stoku, 73 milyar 400 milyon TL’ye kadar geriledi. Türkiye’de şubeleri olan yabancı sermayeli bankaların kullandırdığı ticari krediler ise 15 Temmuz’dan sonra bıçak gibi kesilerek, 51 milyar TL’de kaldı.
Finans Yatırım Baş Ekonomisti Burak Kanlı, kredide yaşanan sıkıntının iki yönlü olduğu hem arz tarafında hem de talep tarafında azalma yaşandığını ifade etti.

YAVAŞLAMANIN HABERCİSİ

Kanlı, “Ticari işletmeler yatırım yapmak için istikrarlı bir talebe ve istikrarlı finansal koşullara ihtiyaç duyarlar. İhracatta yaşanan sıkıntılar, jeopolitik gelişmeler, finansal oynaklık ve diğer Türkiye’ye özgü gelişmeler yatırım talebi için pek olumlu bir ortam sunmuyor” dedi. Kanlı, “Sert düşüş üçüncü çeyrekte bozulmaya işaret ediyor ve belirgin bir yavaşlamayı haber veriliyor. Merkez Bankası’nın faiz indirimleri ve makro ihtiyati gevşeme adımları önümüzdeki dönemde kredi piyasasının bir miktar canlanmasını sağlayabilir. Ancak, kredi piyasasında eski dönemlerdeki artışa ulaşılmasının zor olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı.

Gedik Yatırım Araştırma Uzmanı Erol Gürcan ise, “Ekonomide belirsizliklerin arttığı dönemlerde, özel bankaların bir miktar daha seçici hareket ederken, güven ortamının bozulmaması adına kamu bankalarının öncülük etme pozisyonu ile hareket ettiği düşünülebilir” dedi. Gürcan, ekonomik büyümeye bakıldığında özel sektörün yatırımların katkısının sıfır, hatta negatif olduğuna dikka çekti.